25 Mayıs 2011 Çarşamba

14 Mayıs 2011 Cumartesi



İnsanlar mutlu sonları severler.Yani 'sonsuza kadar huzur ve mutluluk içinde yaşadılar' diye biten sonları.Ne var ki böyle sonlar yalnızca ucuz romanlarda vardır. Aragon'un da dediği gibi 'Mutlu aşk yoktur'.Zaten aşk bu yüzden özel değil midir?






"Bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. Bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. Şimdi aldığım nefesin son nefesim olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. Giderayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. Ne yılan ne tavus ne de elmaydı günah olan. Hesaptı. Yarındı günah olan. Şeytanın zamanıydı: gelecekti günah olan. Hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. Hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. Biliyor musun şeytan yarında yaşar? Tıpkı senin gibi. Senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. Kabil'i doğuracaksın. Hırsı ve hasedi doğuracaksın. Ki onlar da geleceğin çocukları...

Sen 'şimdi'ye ağlamadıkça gözyaşların hep geleceği sulayacak. 'Sonra'nın tohumları var senin yumurtanın içinde. Ve onlar Habil'i öldüren ve kırk gün ölüsünü ne yapacağını bilemeyen Kabil'in tohumları. Onu gömmesi gerektiğini bile bir kargadan öğrenecek. Sen ölümsüz bir aşkı ararken asla ölümsüz olamayacak aşkımız." Cem Mumcu

8 Mayıs 2011 Pazar

BORED TO DEATH


"Bored to death" belki kahkahalarla güldürmüyor sizi ama kesinlikle izleyince mutlu oluyorsunuz. İzlenilmesi tavsiye edilesi dizi...