19 Ocak 2013 Cumartesi

W vs M - 101

Yolda karşılaşma, okulda tanışma,ortak arkadaşlar, komşunun oğlu ve daha bir çok çeşit aktivasyon enerjisinden biri seçildi ve reaksiyon ateşlendi.

Numarasını aldın (yapma), numaranı aldı (ideal), bahane buldun veya tamamen ihtiyaç duyduğun bir şey sadece ondaydı. Bir şekilde konuşmaya başladınız mı?

Cevabın evetse devam et sevgili arkadaşım.
Kadın-Erkek ilişkilerinin ilk aşaması olan "Neyiz? Ne oluyor? Birlikte miyiz şimdi? Hıı?!" krizini aşarken aşağıdaki açıklamalar belki seni sakinleştirir.
Not: Gününe göre istersen sıcak çikolata veya kakaolu dondurma eşliğinde okuyabilirsin.

Daha önceden tanıdığın veya yeni tanıştığın biriyle eğer ilk anda "kanka" samimiyetine girmediysen ve bünyede yer yer duygusal boşluklara rastlıyorsak sevgili Houston, ilerleyen birkaç gün/hafta/ay "bu ilişkiyi hangi kategoriye koymalıyım?" sorusuna yanıt ararken bulacaksın kendini. 
İşte sana naçizane gözlem ve önerilerim.

1- Mesaj nitelik kontrol:

"Mesajlaşma" yerine göre bir flört aracı olarak kullanılır, bu durum daha çok öğrenciler arasında gözlenir. Normal insanlar telefonlaşarak bir kahve içmeye gider sonra onu akşam yemeğine çevirip ertesi gün sinema çıkışında da tarafların yaş durumuna göre evlenme veya "officially dating" aşamasına geçerler. Ancak yine de gerek sosyal ağ gerek telefon mesajları olsun otur bir incele derim. Çocuğun 3 kelimelik mesajına 17 kelime ile yanıt veriyorsan bir sorun vardır.

Öneri: Sonraki mesajlarında sadece smiley diye tabir ettiğimiz ifadeleri kullanabilirsin. ":)" işe yarıyor mesela. Biraz da az anlat, bırak karşı taraf sorularla senin boş bıraktığın yerleri doldursun.

2- Kullanılan kelimeler:

"Hacı" ile başlayıp kişisine göre "hafız, aga, osman, usta" veya 
"Canım" ile başlayıp ortamına göre "tatlım, bebeğim, cicim, böcüğüm"e kadar uzanan geniş lakap portföyü günümüz ikili ilişkilerinin en çetrefilli kısmını oluşturuyor. Mantıken de "kanka, panpiş, dude" dediğin bir insanla ne kadar ciddi düşünüyor olabilirsin ki? Veya sana "kızım" diye hitap eden birinin elini tutmayı isteme eğilimi ne olabilir?

Öneri: Silkelen ve kendine gel kızkardeşim! Sana gelip, "ben senin duden olmak istiyorum" diyen çocukla "biraz kenara çekilebilir misin bacım?" diyen amca aynıdır. Şöyle özetleyebilirim, konuşma sırasında lakap kullanmayan potansiyel sevgili, gerçek bir potansiyel sevgilidir; geriye kalanlardan sakınınız!

3- Sosyal çevre ve arkadaşlar:

Bu kısım en "ee.. neyiz biz şimdi?" dumuruyetinin yaşandığı aşamadır.
İlk olarak sinema teklifi ile başlayıp "the muhtemelen baş başa geçirilecek gün" geldiğinde "bilmemkimleri de mi çağırsak yea?" soru kalıbına "hem bu film kalabalık daha eğlenceli olur" gereksiz açıklamasını ekleyerek kıvırdığını zanneden oğlan çocuğu, tüm sırların su yüzüne çıkmasını sağlar.
Çağrılan "bilmemkim" için çeşitli varsayımlarım şöyle:

- (Erkek)Bilmemkim, abi ben o bahsettiğim kıza sinemaya gidelim dedim, ne büyük bir hata yaptığımı şu an fark ettim. Yalnız kalmayalım, siz de gelin.
- (Erkek)Bilmemkim, abi biliyorsun ben saf bir meşe ağacıyım, ne zamandır beklediğim film sinemaya geldi ben de herkesten önce gidip iki gündür konuştuğum kıza teklif ettim, hadi siz de gelin. (Söz konusu kız da asker arkadaşı kategorisinde katılıyor geceye)
- (Kız)Bilmemkim, bugün benim için hiç özel olmayan biriyle sinemaya gidiyoruz. N'olur sen de gel! (Buradaki n'olur, kızım seni sinemaya çağırıyorum, esas kız sen anla!'dan başka bir şey değildir, acı ama gerçek.)
- Çok nadir de olsa karşımızdaki oğlan çocuğu entrikalı oyunlara erken başlamış ve ilk hamlesini yapmış olabilir; "ben yarım ağız başkalarını da çağıralım, diyeyim; bakalım oltaya gelecek mi?" oyunu.

Öneri: İlk üç madde için oturup sızlanma veya erkeklerin odunluk ve dengesizliklerinden dem vurma hakkın 3 dakika ile sınırlıdır kızkardeş! Zamanını verimli kullan ona göre. 
Son madde içinse kişisel tavsiyem, o oltaya git, yemi kap ve oltanın diğer ucundakini suya doğru çek!
Şunu gibi "A evet çağıralım ya, ben de Koray, Mehmet ve Ayça'yı çağırdım."
Bakalım şimdi kim ters köşe olacak? :)

4- Dınınınınnn! The other girl dilemma:

Diğer kız/çocuk ikilemi, ikili ilişkilerde her iki tarafın da sorguladığı ve kafasında o sorguları döndürürken gözlerinde mavi ekran uyarısının görüldüğü durumdur. Her ilişki başlangıcında hem kız hem de çocuk bu konuda bir bilim adamının evrenle ilgili merak düzeyine ulaşır.

Öneri: Sevgili kız kardeşim, kendini "the secret" felsefesine ada ve tüm gerçekliklerden kop demiyorum, sadece küçük bir tavsiye; sakin ol ve bekle, işaretler kendini gösteriyor.
Şöyle ki, 

Bir süredir konuştuğun çocukla bir iki samimi sohbetin ardından "ondan hoşlanıyorum galiba" içgüdülerin şahlanmışken bir sokak köşesinde çocuğu bir kızla el ele görebilirsin.
Veya sen "relationship status: Complicated" sorunsalı ile boğuşurken çocuğun yakın bir arkadaşı orta yerde "Duyduğuma göre falanca kızla muhabbeti ilerletmişsiniz. Ne ayak, anlayalım?"vari söylemler ile kalbini bilmeden paramparça edebilir.
Ya da üçlü bir buluşmada gözünün önünde yanağından makas aldığı kızın masum bir çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenebilir ve hemen müstakbel görümce adayınla gelinlik bakmaya gidebilirsin.

Biliyorum, ego ve hormonsal sorunların aklını çelmeye çalışacak ama sakin kal kızkardeş. 
Truth will come to light at the end. 





2 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni


Hiç kimseye bağlanmayacaksın bu dünyada. Bugün bunu anladım. 

Beklemeyeceksin, bu her şey için geçerli; sevdiğini söylemek için beklemediğin gibi sevdiğinin bizzat kendisini de beklemeyeceksin. Anlamalarını beklemeyeceksin mesela. Ya da işlerin yoluna girmesini de. Yeni bir hayat dileyemezsin, onu kendin yaratmalısın, benim anladığım bu.

Kaybettiklerini geri alabilir misin, bilmiyorum; bu tip hikayelerin çok mutlu bittiğini görmedim. Biliyorum ki, yeni başlangıçlara hastasın. Her adım, her köşe başında yeni bir başlangıç olsa hiç fena olmayacak; tazeleniyor insan, bilmez miyim…

Ama, işte… Tazelenmek için de beklemeyeceksin.

Kaybettiklerini kazanamazsın ve en ihtiyacın olduğu anda aradığını bulamazsın. Değişime ihtiyacım var, dediğin an aslında tam da filmin orta yerindesindir ve dinlenmeye bile fırsatın olmayacaktır. Yola devam etmelisin.

Oturup beklememelisin, hayatla ilgili yeni öğüdüm bu, evet. Asla ama asla, hiçbir şeyin sen oturmuş beklerken, sana geleceğine inandırma kendini. Bekleme, gelmeyecek. Bekleme çünkü bu hikayede mucizeleri olduracak senden başka kahraman yok..