24 Ocak 2012 Salı

Ördek üzerinde bir adam #2

-Canın mı sıkkın senin?
--Hayır
-Yorgun musun?
--Evet
-Peki soru sorabilir miyim?
--Sor..

Şimdi onun da yorgun olduğunu biliyorum. Senden sonra çok yüklendiler. "Ooo çok iyi o ya" dediğimizi hatırlıyorum. Bencil miymişiz biraz? Her gün her yere gidiyor, dersem galiba anlarsın. Ama galiba yükü senden daha ağır. Gerçi onun başında bir a4 sorumlusu yok..

Senden sonra kimseye soru sormuyorum. Yenileri geliyor, onlar bana soru soruyorlar. Ama benimkiler gibi değil, sonra ben durup soruyorum "Neden benim gibi soru sormuyorlar?". Farkında mıydın bilmiyorum ama bizim soru soran adamlara ihtiyacımız var. Hep dediğim gibi, "kafası çalışan adamlara..". Her gelen gidene seni anlatıyorum. İş yerindekiler hariç. Onlar ne yapsın ya, belki onlar da özlüyordur seni, ama onlarla bu tarz şeyler paylaşamam. Oturur internete yazarım daha iyi.

Yerimde sayıyorum. Aylardır elle tutulur bir iş yapmadım. Ayrıntılarda boğuluyor gibi hissediyorum. Sen olsan hiç değilse "Yardım eeet!" diyebileceğim biri olurdu.

Aslında sana daha başka şeyler söylemek istiyorum. "Bak, neler yaptım.." "Bak, nasıl da büyüdük, değiştik.."

Hiç olmayacak bir şey ama senden de başka şeyler duymak isterdim. Benden bahseden birine " Eh.. onu boşuna mı yetiştirdik.." demen gibi..

Hayal faslını geçelim, buraya büyük işler yapmaya geldim. Biliyorum ki vaktim de kısıtlı. Zaten öyle olmalı. Hedefleri tutturayım ve benimle gurur duy yeter.

Hiç yorum yok: