18 Aralık 2011 Pazar

Bir gençlik trajedisi : Dahil miyiz, değil mi?

Aklımda farklı bir hikaye vardı ama günün sonunda insanların Emsaz üzerine yaptıkları konuşmaları ve fotoğraflarını görünce havası kaçtı biraz. Adam gazeteye çıkmış yahu, bir arkadaşım, ben de buralarda "geçmişe bakmamak lazım ekiki" yapacaktım az kalsın. Şimdi de hasetliğimi yazayım bari içimde kalmasın.

Yaş ilerledikçe yapılması gerekenler içimi kemiriyor. Organizasyonlara gitmek, organizasyonlarda görev almak, yeni insanlar tanımak ve nihayetinde bağlantılar kurmak. Olay o son eylemden ibaret. Başlarda biraz heves ediyor insan da bu topluluk, dernek vs işlerine, ilk yıllarda seni anlayacak birilerini bulamayınca "ne için uğraşacağım" diyorsun. Heh o cümleyi kurdun ya, seçimini yaptın demektir, geçmiş olsun. Bazı adamlar da birbirini buluyor ve sen beğen ya da beğenme o çok istediğin yerlere geliveriyor. Bir daha geçmiş olsun.

Eğer "yok benim kafada adam, ama ben bunları kendime uydururum, ya da bunlardan bir topluluk çıkarırım" diyorsan okulu bırak çünkü liderliğe soyundun. Bu adam da 20 yılda bir geliyor dünyaya, test ettim.

Hiçbiri değilim mi diyorsun? Okulu zamanında bitir, gidebiliyorsan dil kursu falan ayarla veya yurt dışında staj, master belki.. CV'ni hazırla, fotoğrafı yapıştır, haydi fabrikaya marş marş..

Hiç yorum yok: