
20 Şubat 1967
yılında Wendy ve Donald Cobain’in oğulları olarak dünyaya geldi Kurt. Çocukluk
yıllarını daha sonra lanetle anacağı Aberdeen’de geçirdi. Henüz 8 yaşındayken
anne ve babası boşanmış. Kurt o günden sonra babasını hemen hemen hiç
görmemişti. Annesi de çok baskıcı bir yapıya sahipti. Yani Kurt henüz küçük
yaşlarda bunalım bir hayatı yaşıyordu. Onun bu bunalım hayattaki en büyük
destekçisi ise Beatles’dı. Derslerinde yeteri başarıyı gösteremiyordu. Beatles dan sonra da Led Zeppelin ve Kiss gibi
daha sert guruplar dinlemeye başlamış ve gitar çalmayı öğrenmişti. Henüz 13 yaşındayken derslerindeki bu kötü
gidiş nedeniyle annesi onu evden kovdu. Okulu bıraktıktan sonra askeri
denizcilik okulundan burs kazansa da o bu bursu kabul etmeyip dağınık
yaşantısına devam etme niyetindeydi. 1985 yılına kadar çeşitli guruplarda
çaldıktan sonra nihayet 1987 yılında farklı bir isimle ilk gurubunu kurdu. 1989
yılında ise gurup Seatlle’da NIRVANA adını alıp ilk albümleri olan Bleach’i
yayınladılar. 1991’ye kadar sadece undergraund müzik gurupları arasında yer
alan gurup, aynı yıl Nevermind adlı şu an birçok müzik eleştirmeni tarafından
şaheser olarak nitelendirilen albümü piyasaya sundu. Bu, Kurt Cobain için bir
dönüm noktasıydı. Kısa sürede 5 milyonu aşan bir satış oranına ulaşan bu
albümde; punk ve grunge esintileri hakimdi. Mtv müzik ödüllerin’e de bir çok
dalda aday olan albüm ile Kurt artık bir rockstar haline gelmişti.
Onun bu hızla
ilerleyen başarısı sayesinde gelen şöhretin gücüne aldanmamıştı. Hatta bu kadar
ünlü olmayı istemiyordu bile. Bir müzik akımı olan Grunge’ın yaratıcısı olarak
gösterilmek bile onun için çok da önemli değildi. Hayat Kurt için dağınık ama
güzel giderken, ileride hayatını sonlandırmasında önemli bir rolü olan karın
ağrılarıyla tanıştı ve çareyi de eroinde buldu. Eroin kullandığı zaman karın
ağrılarının geçtiğine inanıyordu. Ama uzun sürmeden uyuşturucu onun efendisi
haline gelmişti bile. Nevermind’dan sonraki albümleri olan In Utero, bu sancılı
dönemde çıkmış ve Nevermind kadar başarılı olamamıştı. Hala herkesin dilinde ‘Smells
Like a Teen Spirit’ söyleniyordu.
Özel hayatında
ise bu uyuşturucu kullandığı günlerde Courtney Love ile beraber olduğu haberleri
yayılmış, kısa süre sonrada Courtney Love’ın hamile olduğu anlaşılmıştı. 24
Şubat 1992 yılında evlendiler. 18 Ağustos 1992 yılında ise kızı doğdu Kurt’ın.
Kızı doğduktan sonra artık temiz bir hayat sürmek isteyen Kurt rehabilitasyona
girmiş ve tamamiyle eroinden kurtulmuştu. Kısa sürede eski başarılarına tekrar
dönen Nirvana’da işler yolunda gidiyordu. Ne yazık ki Kurt’ın eşiyle olan
kavgaları ve tekrar başlayan sırt ağrıları yüzünden kurt tekrar uyuşturucuya
başlamıştı. Bu seferki durumu öncekinden de kötüydü.
8 Nisan 1994 günü
Kurt’un annesi oğlunun 6 gündür kayıp olduğundan şüphelenip polise ihbarda
bulundu. Ve aynı gün Kurt Cobain’in cesedi kendi evinde elektirik tesisatçısı
tarafından bulundu. Kurt kendisini pompalı tüfekle tek el ateş ederek öldürmüştü.
Cesedin yanında ise bir intihar mektubu bulunmaktaydı. Cobain sülalesinde
intihar sık görülürdü. Bu olayın intihar olduğu herkes tarafından kabul
edilmişti. Ancak durumun ilginçliği otopsi sonuçlarından sonra açığa çıktı.
Kurt’un vücudunda kendisini komaya sokacak kadar uyuşturucu bulunmuştu. Bu
miktarda uyuşturucu alan bir insanın bırakın kendisini vurması silahı eline
alıp doğrultması bile mümkün görünmüyordu.

Yazımı
noktalamadan Kurt Cobain’in 27 yaşında öldüğüne dikkat çekmek isterim. Tıpkı
Amy Winehouse, Jim Morrison, Brian Jones, Jimi Hendrix, Chris Bell, Kristen
Pfaff ve daha niceleri gibi...
3 yorum:
Çok güzel yazı olmuş.Kurt Cobain hakkında çok bilgim yoktu çok yararlı oldu teşekkürler
Bu yazidaki her seyi biliyordum aslinda bence daha farkli yonleriyle anlatmaliydin onu neyse her sekilde cok seviyorum onu <3
Yazı güzel olmuş emek var Ama Kurt’u anlatmaya yazılar yetmez... onu çok seviyorum çok farklı ve örnek alınası bir kişiliği vardı keşke hala hayatta olsaydı onu görmeyi sarılmayı Nirvana konserlerine gitmeyi çok isterdim...Şuan hayatta değil ama geride bıraktığı çok fazla güzel şey var şarkıları,sözleri,giyim tarzı, ırkçı ve homofobik olmayışı feminist olması ve daha bir çok şey
Kurt bu yaşananları haketmedi mutlu olmayı sonuna kadar haketti ama hayata yenik düştü. üzgün olan şeyde herkesin onu sahnede eğleniyormuş gibi görmesi halbuki içten içe ne ağlıyordu gözlerindeki acıyı kimse fark etmedi
Yorum Gönder